İleride Ortadoğu’nun New York’u olabilecek potansiyele sahip ve her yıl çok değerli sanatçı ve galerileri Contemporary İstanbul kapsamında izleyiciyle buluşturan Ortadoğunun en önemli sanat şehirlerinden biri olmaya aday İstanbul, her yıl basamakları dev adımlarla çıkıyor. Bu yazımda da sizlere son iki yıldır Contemporary İstanbul’a katılmış İtalyan sanatçı Massimo Giannoni bahsetmek istiyorum. İlk kez Roma seyahtimde eserleriyle karşılaştığımda çok etkilenmiştim. Daha sonra çalışmalarını “Sessizliğin Bilgeliği” başlıklı sergisiyle İstanbul’da da görmek beni oldukça şaşırtmış ve mutlu etmişti. Empoli’de 1954 yılında doğan Giannoni, İstanbul ve Romada bulunan Galeri Russo’nun çalıştığı çok önemli sanatçılardan biri. Eserlerine hayran kaldığım bu İtalyan asıllı 61 yaşındaki sanatçı, 1990’lardan bu yana ağırlıklı olarak kitap evlerini ve tarihi kütüphanelerini resmediyor. Bunun yanısıra, dünya borsalarını, meydanları ve dünya kentlerini büyük ölçekli ve dev tuvaller üzerinde tasvir ediyor.
Sanatçı küçüklüğünden beri kitapları çok sevdiği ve öğrencilik yıllarında uzun vakitlerini kütüphanelerde ve kitapçılarda geçirdiği için, bu konuları resmetmeye ilgi duymaya başlamış. Massimo ; “Masaları, sandalyeleri, kitap raflarıyla kütüphaneleri resmetmek benim için bir manzarayı resmetmek gibiydi. Sonrasında birçok farklı ülkeden farklı kütüphaneleri çizmeye başladım. Bunlara zamanla kitapçı dükkânları da eklendi. Benim için kütüphane görüntüsü kolayca resme dönüşüyor,” diyor.
Giannoni’nin tablolarına konu olan kitaplar, raflar, dekoratif elemanlar nefes kesen bir harmoni oluşturarak, adeta geçmiş ve şimdi ile gelenek ve modernlik arasındaki zamanı durduruyor. Bu tablolara baktığınızda sanki içeride o atmosferdeymişssin gibi, bu sessiz alanların girişinde yaşanan gerçek hissin aynısını yaşıyorsunuz. Sessizliğin içinde, insan neredeyse güven verici bilgi dolu bu raflarda gizli bilgeliği hissedebiliyor.
Sanatçı bu konuların tam zıttı olarak, dünya borsalarını ve şehir manzaralarını içeren kompozisyonlar da çalışıyor. Burada ise rengin ve maddenin yardımıyla, bu alanlarda egemen olan kaos, gürültü ve hareketi vurguluyor. Milyonlarca bilginin aktığı bu iletişim ağının içindeki anı yakalayan sanatçı, zamanı durdurarak, izleyiciyi kaosun içindeki sessizliğin bilgeliğine sürüklüyor.
Bütün eserlerinde kullandığı kalın boya malzeme, kendisine has bir tarz oluşturmasında büyük rol oynarken, mesafeyi algılamamızda da önemli bir etken oluşturuyor. Yakından bakıldığında tanınması güç olan objeler, daha geniş ve uzak bir noktadan bakıldığında harika görsel etkiler oluşturarak benzersiz bir perspektifin keyfini çıkarmamızı sağlıyor.
Tablolarında kullandığı bu kalın boya katmanları aynı zamanda, uzaktan bakıldığında resmin derinliğinin izleyiciyi içine çekmesine, yakından bakıldığında ise izleyicinin çalışmayı soyut resim olarak algılamasına sebep oluyor.
Giannoni’nin kütüphane resimlerine bakarken, tam olarak hiç bir hareketin egemen olmadığı, figürlerin kaybolduğu kütüphanelerde kendinizi sessizce dolaşırken buluyorsunuz. Eşsiz eserleriyle insanı kendi dünyasının içine alan, aynı zamanda da kendi yarattığı mekanlarında özgürce gezinmemizi sağlayan Giannoni, sekiz yıldır Galeri Russo ile çalışmakta ve çalışmalarına halen Floransa’daki atölyesinde devam etmektedir.